PEP GUARDİOLA'NIN KALEMİNDEN... PART #2
Hikayenin devamı Pep için başka bir kapışma fırsatı oldu. Bu da Almanya'nın en büyük kulüplerinden Bayern Münich idi. Bavyera ekibi 2012-13 sezonunu 3 kupayla rekor kırarak kapattı. Bunları kazanırken takımın başında olan isim ise kurt hoca Jupp Heyckness'ydi.
Sezon ortasında Bavyera ekibi gelecek sezon için Pep'le anlaştı ve bunu sezon ortasında yarış devam ederken deklare ettiler. Yine de takım bundan etkilenmeyip sezon boyunca disiplinli bir şekilde çalışmaya devam etti. Bu da Guardiola için ne kadar karakterli bir takımla karşılaşacağını gösteriyordu.
Elbette tüm başarıları kazanmış bir takıma gelip bunu devam ettirmek büyük bir sorumluluk.Ancak Pep bunu Barcelona'da yaşamış ve tecrübe etmişti bile. Sezona ezeli rakibi Mourinho ile Super Kupada karşılaşarak başladılar ve Mourinho'yu bir kez daha eli boş gönderdi.
Genellikle ilk sezon 4-1-4-1 dizilişini kullandı.
Bu kadroda nitekim herkes kendi orijinal pozisyonunda oynadı ancak bir değişiklik vardı.
O da tabi ki kaptan Phillip Lahm. Yıllarca sağ veya sol bekte onu görmeye alıştığımız tecrübeli futbolcu Guardiola'nın gelişiyle defansif orta saha pozisyonuna çekildi ve Barcelona'da Busquets'i kullandığı gibi Lahm'ı regista rolünde kullandı.Hatta Bayern Münich'le birlikte oyun tarzını ve takım yapısına rötuşlar yaptı. Peki neydi bu? Tiki-takayı biraz daha dikine oynatmaya başladı. Orta saha merkezinde sol içi daha çok 6 numara kullanırken Bayern Münich'te sol iç Bastian Schweinsteiger'i gezgin oyun kurucu veya serbest oyun kurucu rolünde oynatmaya başladı ki bu da akabinde geçiş oyununda 2.bölge değil de 3.bölge oyununda daha çok pas yapmayı getirdi.
Bu rötuşlar ona 3 sezonda 3 Bundesliga, 2 Almanya kupası, 1 Uefa Super Kupası ve 1 Fifa kulüpler şampiyonluğu getirdi.
Şahane bir kariyer planlaması yapan Katalan hoca, burada da miadının dolmasını gördüğü an kulüpten ayrıldı ve arkasında oyun ve bireysel olarak güzel işler yaparak Almanya kariyerini noktaladı...
Sezon ortasında Bavyera ekibi gelecek sezon için Pep'le anlaştı ve bunu sezon ortasında yarış devam ederken deklare ettiler. Yine de takım bundan etkilenmeyip sezon boyunca disiplinli bir şekilde çalışmaya devam etti. Bu da Guardiola için ne kadar karakterli bir takımla karşılaşacağını gösteriyordu.
Elbette tüm başarıları kazanmış bir takıma gelip bunu devam ettirmek büyük bir sorumluluk.Ancak Pep bunu Barcelona'da yaşamış ve tecrübe etmişti bile. Sezona ezeli rakibi Mourinho ile Super Kupada karşılaşarak başladılar ve Mourinho'yu bir kez daha eli boş gönderdi.
Genellikle ilk sezon 4-1-4-1 dizilişini kullandı.
Bu kadroda nitekim herkes kendi orijinal pozisyonunda oynadı ancak bir değişiklik vardı.
O da tabi ki kaptan Phillip Lahm. Yıllarca sağ veya sol bekte onu görmeye alıştığımız tecrübeli futbolcu Guardiola'nın gelişiyle defansif orta saha pozisyonuna çekildi ve Barcelona'da Busquets'i kullandığı gibi Lahm'ı regista rolünde kullandı.Hatta Bayern Münich'le birlikte oyun tarzını ve takım yapısına rötuşlar yaptı. Peki neydi bu? Tiki-takayı biraz daha dikine oynatmaya başladı. Orta saha merkezinde sol içi daha çok 6 numara kullanırken Bayern Münich'te sol iç Bastian Schweinsteiger'i gezgin oyun kurucu veya serbest oyun kurucu rolünde oynatmaya başladı ki bu da akabinde geçiş oyununda 2.bölge değil de 3.bölge oyununda daha çok pas yapmayı getirdi.
Bu rötuşlar ona 3 sezonda 3 Bundesliga, 2 Almanya kupası, 1 Uefa Super Kupası ve 1 Fifa kulüpler şampiyonluğu getirdi.
Şahane bir kariyer planlaması yapan Katalan hoca, burada da miadının dolmasını gördüğü an kulüpten ayrıldı ve arkasında oyun ve bireysel olarak güzel işler yaparak Almanya kariyerini noktaladı...
Yorumlar
Yorum Gönder