1978 DÜNYA KUPASI VE ARJANTİN
SADECE BİR DÜNYA KUPASI DEĞİL
1976 yılında general Jorge Rafael Videla liderliğindeki askeri bir cunta iktidarı başkan İsabel Peron’un elinden alarak başlayan bir hikaye. Bunu takip eden yıllarda 30,000 bine yakın rejim muhalifi ortadan kayboldu. 1978 Dünya kupası askeri bir diktatörlükle yönetilen bir ülkede düzenlendi. Arjantin. Bu da çok daha fazla bir baskıya neden oldu. Arjantin’deki asker rejim Brezilya’dakinden daha acımasızdı. Binlerce insan ölmüş ve kaybolmuştu, rejimin ülke imajını düzeltmeye ihtiyacı vardı.
Kempes, Ardiles gibi entelektüel futbolcuların olması Arjantin Milli takımını daha farklı kılıyordu. Kempes yıllar sonra bu konuyla ilgili şöyle der : “ Biz askeri cunta için asla oynamadık, sadece futbol oynadık ve gollerimizi halkımız adına attık .”
Arjantin Milli takımının başında Menotti gibi bir teknik direktörün olması çok ilginç. Çünkü o bir futbol entelektüeli ve sosyalist fikirlere sahip birisiydi. Osvaldo Ardiles onun için :” Çok tehlikeli bir durumdayı ama bizi siyasetten soyutlamıştı. Takım içinde asla siyaset konuşamıyorduk.”
Sadece Arjantin takımı için değil diğer takımlar ve yıldızlar için de bu bir sorun haline gelmişti. Hollandalı yıldız Johan Cruyff organizasyona gitmeme sebebini şöyle açıklamıştı :” Orada oynamak için aklınızda sadece Dünya Kupası olmalı, ben de bunu yapamayacağım için gitmeme kararı aldım.” O dönemde Arjantin’de insan hakları örgütler vardı ve bu örgütler Hollanda’da büyüyorlardı. Hollandalı gazetecilere , futbolculara Arjantin’e gitmemelerini söylüyorlardı.
Hatta dönemin en iyi teknik direktörü Brian Clough bir konuşmasında :” Bu kupanın burada olması pek hoşuma gitmiyor çünkü ülkeyi nasıl yönettiklerine dahil zihinlerde soru işareti var.” O dönemde gazetecilik yapan Arjantinli Adolfo Perez Esquıvel :” Dünya Kupası sırasında maksimum güvenlikli bir hapishanedeydim. Ve o dönemde gerçek üstü şeyler yaşandı. İşkenceler ve cinayetler. İlk grup maçında Arjantin - Macaristan karşı karşıya geliyordu, Arjantin gol attığında baskı yapanlar, baskı altında olanlar , mahkumlar ve işkenceciler seviniyorlar ve sevinç içinde birbirlerine bakıyorlardı. Ama ertesi gün bize yine işkence yapıyorlardı.”
Arjantin grubu ikinci sırada tamamlar bu yüzden Rosario’da oynayacaktı. Mario Kempes o dönemde Rosario Central’da oynuyordu ve 3 maçta da gol atamamış üstünde büyük bir baskı vardı. Maçın başında Polonya ağlarına bir gol gönderdi ama hikayenin geri kalanı 2010’da Uruguay - Gana çeyrek final maçını yıllar önce anımsatıcak bir hadiseye sebep oluyordu. Polonya’nın kullandığı köşe vuruşunda kaleye gelen topu eliyle çıkartan Kempes takımı aleyhine penaltı yaptırmıştı. Deina’nın penaltısını kaleci kurtarıyordu ve Kempes maçın sonunda bir gol daha atarak takımını üst tura çıkarttı.
Arjantin 78’de eleme maçları yerine iki grup maçları vardı. Arjantin Polonyayı yenmişti ve Brezilyaya karşı çok zor bir maça çıkacaktı. Brezilya’da Polonyaya oynadığı son maçını kazanmıştı. Finale çıkabilmesi Arjantin’in Peru’ya kaç gol atacağına bağlıydı. Arjantin, Brezilya maçından sonra sahaya çıkacaktı ve finale çıkabilmek için en az 4 gol atmak zorunda olduklarını biliyorlardı. Arjantin’de bugün bile pek çok kimse bu maçta şike yapıldığını düşünüyordu. Tıpkı Kenedy suikastine benziyor süre gelen komplo teoriler hiçbir zaman tam olarak aydınlatılmadı. Dönemin gazetecilerinden Carlos Ares olayları şöyle anlatıyor:” Bazı liderlerden ve futbol yetkililerinden bazı hamleler gelmişti. Sheraton otelinde acil bir toplantı düzenlenmişti. Bunu o toplantıya katılanlar sayesinde biliyorum , ona oraya vardığında merak etme her şeyin icabına bakıldı , demişler.” diyerek olayların perde arkasını anlatıyordu. General Videla’nın maç öncesinde Peru soyunma odasını ziyareti zihinlerden hiçbir zaman silinmeyecek. Hatta hemen Peru soyunma odasının yanındaki Arjantin soyunma odasında olan Kempes gördüklerini ve duyduklarını şöyle anlatıyor:” Peru’ya yapılacak tahıl nakliyesi ve teşviklere dahil bazı şeyler duymuştum.” Kempes’in takım arkadaşı Leopoldo Luque ise tam tersini bir röportajında anlatıyor. “ Belki de onlara para vermişlerdi ama ben hiçbir şey görmedim bu saçmalık.” diyerek zihinleri bir kez daha bulandırıyordu. Maçı 6-0 kazanan Arjantin finale çıkıyordu. Brezilya tek bir maç bile kaybetmeden kupadan elenmişti.
1976 yılında general Jorge Rafael Videla liderliğindeki askeri bir cunta iktidarı başkan İsabel Peron’un elinden alarak başlayan bir hikaye. Bunu takip eden yıllarda 30,000 bine yakın rejim muhalifi ortadan kayboldu. 1978 Dünya kupası askeri bir diktatörlükle yönetilen bir ülkede düzenlendi. Arjantin. Bu da çok daha fazla bir baskıya neden oldu. Arjantin’deki asker rejim Brezilya’dakinden daha acımasızdı. Binlerce insan ölmüş ve kaybolmuştu, rejimin ülke imajını düzeltmeye ihtiyacı vardı.
Kempes, Ardiles gibi entelektüel futbolcuların olması Arjantin Milli takımını daha farklı kılıyordu. Kempes yıllar sonra bu konuyla ilgili şöyle der : “ Biz askeri cunta için asla oynamadık, sadece futbol oynadık ve gollerimizi halkımız adına attık .”
Arjantin Milli takımının başında Menotti gibi bir teknik direktörün olması çok ilginç. Çünkü o bir futbol entelektüeli ve sosyalist fikirlere sahip birisiydi. Osvaldo Ardiles onun için :” Çok tehlikeli bir durumdayı ama bizi siyasetten soyutlamıştı. Takım içinde asla siyaset konuşamıyorduk.”
Sadece Arjantin takımı için değil diğer takımlar ve yıldızlar için de bu bir sorun haline gelmişti. Hollandalı yıldız Johan Cruyff organizasyona gitmeme sebebini şöyle açıklamıştı :” Orada oynamak için aklınızda sadece Dünya Kupası olmalı, ben de bunu yapamayacağım için gitmeme kararı aldım.” O dönemde Arjantin’de insan hakları örgütler vardı ve bu örgütler Hollanda’da büyüyorlardı. Hollandalı gazetecilere , futbolculara Arjantin’e gitmemelerini söylüyorlardı.
Hatta dönemin en iyi teknik direktörü Brian Clough bir konuşmasında :” Bu kupanın burada olması pek hoşuma gitmiyor çünkü ülkeyi nasıl yönettiklerine dahil zihinlerde soru işareti var.” O dönemde gazetecilik yapan Arjantinli Adolfo Perez Esquıvel :” Dünya Kupası sırasında maksimum güvenlikli bir hapishanedeydim. Ve o dönemde gerçek üstü şeyler yaşandı. İşkenceler ve cinayetler. İlk grup maçında Arjantin - Macaristan karşı karşıya geliyordu, Arjantin gol attığında baskı yapanlar, baskı altında olanlar , mahkumlar ve işkenceciler seviniyorlar ve sevinç içinde birbirlerine bakıyorlardı. Ama ertesi gün bize yine işkence yapıyorlardı.”
Arjantin grubu ikinci sırada tamamlar bu yüzden Rosario’da oynayacaktı. Mario Kempes o dönemde Rosario Central’da oynuyordu ve 3 maçta da gol atamamış üstünde büyük bir baskı vardı. Maçın başında Polonya ağlarına bir gol gönderdi ama hikayenin geri kalanı 2010’da Uruguay - Gana çeyrek final maçını yıllar önce anımsatıcak bir hadiseye sebep oluyordu. Polonya’nın kullandığı köşe vuruşunda kaleye gelen topu eliyle çıkartan Kempes takımı aleyhine penaltı yaptırmıştı. Deina’nın penaltısını kaleci kurtarıyordu ve Kempes maçın sonunda bir gol daha atarak takımını üst tura çıkarttı.
Arjantin 78’de eleme maçları yerine iki grup maçları vardı. Arjantin Polonyayı yenmişti ve Brezilyaya karşı çok zor bir maça çıkacaktı. Brezilya’da Polonyaya oynadığı son maçını kazanmıştı. Finale çıkabilmesi Arjantin’in Peru’ya kaç gol atacağına bağlıydı. Arjantin, Brezilya maçından sonra sahaya çıkacaktı ve finale çıkabilmek için en az 4 gol atmak zorunda olduklarını biliyorlardı. Arjantin’de bugün bile pek çok kimse bu maçta şike yapıldığını düşünüyordu. Tıpkı Kenedy suikastine benziyor süre gelen komplo teoriler hiçbir zaman tam olarak aydınlatılmadı. Dönemin gazetecilerinden Carlos Ares olayları şöyle anlatıyor:” Bazı liderlerden ve futbol yetkililerinden bazı hamleler gelmişti. Sheraton otelinde acil bir toplantı düzenlenmişti. Bunu o toplantıya katılanlar sayesinde biliyorum , ona oraya vardığında merak etme her şeyin icabına bakıldı , demişler.” diyerek olayların perde arkasını anlatıyordu. General Videla’nın maç öncesinde Peru soyunma odasını ziyareti zihinlerden hiçbir zaman silinmeyecek. Hatta hemen Peru soyunma odasının yanındaki Arjantin soyunma odasında olan Kempes gördüklerini ve duyduklarını şöyle anlatıyor:” Peru’ya yapılacak tahıl nakliyesi ve teşviklere dahil bazı şeyler duymuştum.” Kempes’in takım arkadaşı Leopoldo Luque ise tam tersini bir röportajında anlatıyor. “ Belki de onlara para vermişlerdi ama ben hiçbir şey görmedim bu saçmalık.” diyerek zihinleri bir kez daha bulandırıyordu. Maçı 6-0 kazanan Arjantin finale çıkıyordu. Brezilya tek bir maç bile kaybetmeden kupadan elenmişti.
Yorumlar
Yorum Gönder